George Orwell'in bir başka "distopik" romanı. Günün birinde bir çiftlikte hayvanlar düşmanı belledikleri çiftlik sahibi insana karşı birleşirler ve devrim yaparlar. Yaptıkları bu devrim sonucunda emeklerini ve ürünlerini sömüren insana karşı komünist/sosyalist bir düzen kurarak kendilerini idare etmeye başlarlar.

Ancak işler ilk baştaki gibi gitmez, İlk başta mottosu "tüm hayvanlar eşittir" iken bir süre sonra "4 ayaklı hayvanlar eşittir"e döner, en sonunda ise yönetimi ele geçiren domuzlar (burada yazar SSCB'nin kaymak tabakasını kastediyor) insanlaşarak insan seviyesine düşüyorlardı.

İngiliz bakış açısıyla sosyalizm eleştirisini okumak fena değil. Sürekli karamsar tiplerin distopya diye ağlaşması, 1984'ü ve George Orwell'i bir lider gibi görmeleri, "bakın orwell yazmıştı bunu" diyerek sadece ve sadece karamsarlığa hitap etmeleri gerçekten kötü bir durum.

Cengiz Aytmatov da Sovyetler'i eleştiren eserler ortaya koydu, ancak bunu yaparken halka sadece karamsarlık aşılamadı. Türklerin bilinçaltına seslenerek mankurtlaşmalarını engelledi.

Boş zamanda okunabilecek bir kitap hayvan çiftliği. Okunmaya değer yine de.