Türkiye'nin kanayan yarası: "Bilim".  Bilim sözcüğünü sadece yer çekimi kuramını ispat etmek olarak algılamak değil burada kanayan yaradan kastım. Bilimsel metodolojinin ülkemizde kullanılmaması, kullanmak için hiçbir çaba sarf edilmemesi. Celal Şengör Hoca'nın Mustafa Kemal Atatürk ile ilgili yazdığı "Dahi Diktatör" kitabını okuyanlar veya katıldığı programları izleyenler hatırlasınlar, Mustafa Kemal her işi "bilimsel metodoloji" kullanarak yapardı. 

Bilim Kazanı "cep yayını" (ingiliççesi: podcast) öğrencilik yıllarımda benim de yeni bölümlerini yayımlanmasını iple çektiğim popüler bir bilim yayınıydı ve bir nebze de olsa Türkiye'nin kanayan yarasına tuz basıyordu.

Yaz tatillerinde köyde fındık toplarken, tarlada çalışırken kulaklığımı takıp (kusura bakmayın, isimle hitap edeceğim yayınlardaki samimiyetinize dayanarak) Aysu'nun şen kahkahalarını, İlker'in iğrenç espri ve değişik(?) tepkilerini, Alp'in çoğu zaman (biyoloji ağırlıklı konularda) abondane olmasını büyük bir keyifle dinliyordum. Ne yazıkki bu güzelim cep yayını durdu. Nedenini bilmiyorum. Ancak bu güzel insanlar gerçekten çok kaliteli bir işe imza atarak bizleri güncel bilim konularında bilgilendirdiler.

Bu kitap da bilim kazanı cep yayınının seçmece konularının güzel bir derlemesi. Yalan yok kitabı okurken bir önceki paragrafta bahsettiğim kahkahaları işittim beynimde. Kaldı ki en az 5-6 sene önce dinlemiştim bu cep yayınlarını.

Bilim Kazan, Siz Kepçe;

Bir de ben vereyim internet adreslerinizi, kitaba erişimi olmayan arkadaşlar dinleyebilsinler diye:

Cep yayını: http://bilimkazani.org/ (Site üzerinden sosyal medya hesaplarına ulaşabilirsiniz.) Umarım bu site uzun süre yayında kalır da içerikler birçok bilim meraklısına ulaşır. 

Aysu Uygur'un bir dönem Türkiye'deki saçma sapan bilim haberciliğini tenkit ettiği blogu: http://www.bilimbilmiyim.com/