Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları Türk Edebiyatı Klasikleri Dizisi ile ilk kez bir kitabını okudum Mehmet Rauf'un.
Kitaba başladığımda "Kesin Madam Bovary'yi bıraktığım gibi bunu da okumadan bırakırım" diye düşünmüştüm. Çünkü o nalet Fransız Edebiyatı'ndaki sonu gelmez betimlemeler sinirimi bozuyor.
Ne kadar bilinç altıma işlemişse hala hatırımda; Madam Bovary'de kapıyı hafifçe aralayan kahramanımız karşıdaki camdan odaya sızan küçük bir ışın demetiyle odayı 3 sayfa boyunca tasvir ediyordu. (Bir de anası da Madam Bovary'ydi, karısı da Madam Bovary'ydi, kız kardeşi de Madam Bovary'ydi, olay örgüsünü takip edemeyip okumayı bırakmıştım lisedeyken, yaklaşık 15 sene önce. Belki tekrar okurum kim bilir.)
Mehmet Rauf'a dönelim; betimlemeler kesinlikle okuyucuyu sıkmıyor ve olay örgüsüyle tutarlı bir şekilde yapılmış. Karakterlerin psikolojik durumları okuyucuyu mutlaka etkiliyor.
Özünde sıradan bir aşk hikayesiymiş gibi görünse de düşmanca büyümüş amca çocuklarının kavuşması insanı mutlu ediyor. Ne yalan söyleyeyim kitabın son sayfalarını "hadi artık kavuşun" diye diye bitirdim...
0 Yorumlar