İlber Ortaylı gerçekten iyi bir tarihçidir, sıklıkla yayınlarını ve televizyon programlarını takip ederim ancak kendisi tam anlamıyla bir "orta yolcu"dur.
Yazdığı kitaplardan çok rahatlıkla anlayabilirsiniz bu durumu. Kendisini ne sağ ne de sol olarak konumlandırır, aksine milliyetçi bir tutumu da vardır, (sağın ortası da denilebilir), her zümreyle iyi geçinmeye çalışır.
Fesli soytarıyla aynı yayınevinden çıkan kitaplarıyla ilgili geçenlerde denk geldiğim bir konuda cidden oturup üzerinde düşünmeye karar verdim. Bu feslinin kitaplarını da basan Timaş'ın yöneticilerinden biri fetoşçuymuş yurt dışına kaçmış, diğer fetoşçu yöneticisi de Kronik Kitap'ı kurmuş Ortaylı bu yayınevine geçmiş.
Fetoşçular da tam orta yolcu görünümlü hainlerdir bu arada. Her kesimden insana kucak açmışlar.
Neyse çok uzattım. İlber Ortaylı gibi saygın bir tarihçiye yakıştıramadığım bir durum bu herkesle görüşmek... Elimdeki diğer 2 kitabını da okuyup bu metni aynen tüm başlıklara kopyalayacağım bu yüzden...
Kitaba geçecek olursak, yukarıda da söylediğim gibi islamcı kesime yaranmak için Atatürk'ten çok fazla bahsetmiyor hem de bunu daha ilk bölümden hissettiriyor. Mustafa Kemal'in Tarih yazmakla ilgili şu sözü aklıma geldi ilk bölümde ancak kitapta göremedim;
Tarih yazmak, tarih yapmak kadar mühimdir. Yazan yapana sadık kalmazsa değişmeyen hakikat, insanlığı şaşırtacak bir mahiyet alır. 1931 (Hasan Cemil Çambel, T.T.K. Belleten, Cilt: 3, Sayı: 10, 1939, S. 272) kaynak
Kitapta ilginç gelen bir şey ise "Can Dündar" ile yapılan ropörtajın yayımlanması oldu. Fetoşçu/islamcı yayınevinde bir solcunun ne işi var diye düşündüm ilk başta, ama sonra tekrar hatırladım ki bu fetoşçular her kesimle iyi geçinmeye çalışan hainlerdir...
Yine okunmasını tavsiye edeceğim bir kitap, 5 üzerinden 4 veririm yine...
0 Yorumlar