Ah Ahmet Cemil Ah! Ne çektin be evladım...
14 yaşında lisede okurken babanı kaybet, ufak tefek işlerde çalışarak 1 yıl daha okuyarak diplomanı al, bir matbaada işe gir çalış çabala, en sonunda yaptığın kafasızlıkların ceremesini çek; hem kız kardeşinden hem de sevdiğinden ol...
Halit Ziya Uşaklıgil'in uzun zaman sonra "okumaya çalıştığım" romanı desem yalan olmaz, çünkü bu kitabı okuyana kadar arada 3 ayrı kitap bitirdim. Kitabın yazımı, olay kurgusu ve gelişimi gerçekten güzel ancak sürükleyici değil. Sürekli karamsarlık, sürekli ters giden bir şeyler insana bıkkınlık veriyor desem yalan olmaz.
Ama inat edip bitirdim, Ahmet Cemil'in Mavi bir gece başlayan öyküsü; o zorla aldığı lise diplomasıyla hayata yeniden başlamak için (Mısır'a doğru) çıktığı yoldaki karanlık bir geceyle son buluyor.
Aklıma takılan ya da benim hatırlamadığım bir konu var, eğer okuyup da hatırlatmak isteyen olursa diye size sorayım: Evdeki hizmetçi Seher karakteri romana aniden eklenmiş gibi geldi. Bu kadar maddi kaygılar içindeyken eve nasıl bir hizmetçi alabildiler? O kısmı Haliz Ziya yazmamış mı yoksa ben mi kaçırmışım?
0 Yorumlar