Çocukluk travmalarım aklıma gelir Ömer Seyfettin diyince. Kaşağı, ah o kaşağı.Kaşağıyı kim kırdı? Babasından haksız yere dayak yiyerek ölen çocuk olup psikolojimiz alt üst olurdu elbet... Ah bir de o falakalar yok muydu? 

İş Bankası'nın bu derlemesinde Ömer Seyfettin' in ilk dönem öyküleri yer alıyor ve bu öyküler de Türk Milliyetçiliği henüz o kadar yaygın değil. 
Günümüzde kabul ettiğimiz bilimsel gerçekliklere dönemine göre inançları doğrultusunda karşı çıkması ancak bunu yaparken okuyucuya en azından ne olduğunu açıklayarak yapması öğretmen kimliğini iyi yansıtmış bana göre. 
Elma, Tavuklar ve Yaşasın Dolap en beğendiğim öykülerdi.