Sabahattin Ali'nin bir başka Öykü ve Masal kitabı olan Sırça Köşk'ü yine tek nefeste okudum. Öykücülüğüne diyecek yine bir şey yok, 5 üzerinden 5 aldı benden bu kitabı da. 
Bu kitaptaki öyküleri aslında halk arasında deyimleşmiş kalıpların birer örneği gibiydi. Katil Osman'ın lakabına sonradan layık olması birine kırk kere deli dersen delirirmiş lafı gibiydi. 
Millet Yutmuyor öyküsünden insanların artık basit ilüzyonları yemediği güzel aktarılmış.
Cankurtaran öyküsünden "Ankara'da dayınız varsa her istediğinizi alırsınız, dürüst insanlara rağmen" gayet güzel bir örnekle aktarılmış. 

Masallarına gelince aslında pek masal gibi değillerdi bana göre. 
Devlerin Ölümü diye adlandırılan masal aslında Dinozorların ve kısmen de olsa insan evrimini sıradan insanlara anlatan bir biyoloji makalesiydi daha çok. 

Sırça Köşk'ü de herhalde tahmin edersiniz ki 1100 pardon 1300 odalı saray gibi görebiliriz. Bakalım 2023'te koyun başı atarak halk bu sırça köşkü yıkacak mı?