Stefan Zweig Kitapları gerçekten efsane ötesi. Son okuduğum bu öyküsü daha doğrusu 2 öyküsü yine beni karmaşık duygulara sürükledi. 
Zweig'in Paris'te gezinen karakterine zanaat olarak tasvir ettiği mesleğin ilk başta polislik sanılmasın ardından yankesicilik olduğu ortaya çıkması, karakterin kendini yankesicinin yerine koyup hareketlerini analiz etmesi, aynı heyecanları hissetmesi; sonunda ise kendisinin kurban olması, yankesiciyi durdurması ve durdurduğunu pişman olması insanı değişik duygulara sürüklüyor... 

Kitaptaki ikinci öykü olan "Prater'de İlkbaharda ise evinden kaçıp metres olan sosyetik bir ablanın gençliğindeki heyecanlarını yeniden yaşamasını okuyoruz. Erkek bir okuyucu olarak ana karakterle pek empati kuramasam da üniversiteli genç erkekle empati kurdum. Neyse bu detaylara girmeyeyim şimdi :) 

Keyifli okumalar dilerim...