Rus Şair Alexandr Puşkin'in 19'uncu yüzyılın ikinci çeyreğinde yaşanan Osmanlı-Rus savaşında bizim Doğu cephemizde yaşananları anlattığı anı kitabını okudum. İş Bankası Kültür Yayınları'ndan çıkan bu kitabı Ataol Behramoğlu çevirmiş. 

Kafkasya üzerinden gelirken karşılaştığı farklı kafkas halklarıyla birlikte yaşadıklarını mizahi bir dille anlatmış. Okurken bazı göndermelerine gülmedim desem yalan olur. 

Ağır bir yenilgi aldığımız ve Erzurum'un ruslarca işgal edilmesi elbette üzücüydü. Türklerle savaşmak için ta 200 yıl öncesinden ermeni bir genci kandırıp cepheye götürmeyi başarmış Puşkin. Ruslara neden güvenilemeyeceğinin bir özeti aslında bu. Sadece ermeniler mi? Kazaklar, Tatarlar da Rus ordusunda Türklere karşı savaşmışlar. Tatarların kağnıyla övünmesini de küçümsemiş.

Bir yerde kendisini giyiminden ötürü doktor sanan Türkleri de aşağılamak için "Frenk"likle yüceltmiş. Kusura bakma rus ayısı (evet Puşkin'e rus ayısı dedim) biz Türkler için Frenk kavramı "Gelişmiş Batılı" anlamındadır. Ruslar Frenk değildir.