Benim okuduğum
baskıda 12 destansı öykü bulunuyor. Biri Dresden’de diğeri
Vatikan’da olan iki nüshanın dışında 13. Bir öyküyü (Salur
Kazan'ın Ejderhayı Öldürdüğü Boy) barındıran üçüncü bir
nüshasının bulunduğu Prof.Dr.Metin EKİCİ tarafından duyuruldu.
Türk Edebiyatı meraklıları için çok güzel bir haber, bir an
önce yeni baskının çıkmasını merakla bekliyorum.
Bu kitapta benim Muharrem Ergin Hoca’ya katılmadığım bir nokta
var, kendisi kitapta sıkça geçen “eren” sözcüğünün dinle
alakalı olmadığından, alp ve yiğit anlamlarında
kullanıldığından bahsetmiş. Öykülerin geçtiği coğrafyalara
ve öykü içeriklerine baktığım zaman “Alevi-Bektaşi”likle
özdeşleşen erenlik kavramını destekler kısımlar mevcut.
Olayların Alevi-Bektaşi Türklerin yaşadığı coğrafyalarda
geçmesi, Ehlibeyt vurguları {İslam Peygamberi Muhammed’in eşi
(Ayşe), kızı (Fatıma), torunlarından (Hasan ve Hüseyin)
bahsedilmesi ve ağıt benzeri mısralar}, Orta Asya Türklüğünden
gelen geleneklerin devam ettirilmesi gibi birçok örnekle aslında
öykülerin Alevi-Bektaşi Türkler tarafından söylendiği öne
sürülebilir. Ancak elbette bu düşünce Muharrem Ergin gibi
akademik araştırmalar yaparak bu değerli eseri ortaya koymuş bir
profesörün yazdıkları karşısında sadece birer iddia olarak
kalır. Benim düşüncem sadece bu açıdan da ele alınabileceğidir.
Yaklaşık 1000
yıl öncesinde yaşayan Türklerin hayatına ilişkin önemli
vurguları olduğu için okunmasını şiddetle tavsiye ettiğim bir
eserdir.
0 Yorumlar