İngiliz yazar Anthony Burgess’ün yazdığı ve sinema uyarlaması da olan güzel bir distopya kurgusudur Otomatik Portakal. Kitap ismini İngiliz argosundaki bir deyişten “Uqueer as as clockwork orange” almaktadır.

Pavlov’un Köpekleri üzerinde yaptığı deneyi hatırlayın, köpekleri koşullandırarak belirli tepkiler verdirmekteydi. Her zil sesi duyduğunda köpeklerin ağzının suyu akmaktaydı. Benzer koşullandırma ülkemizde yaşayan ve hatta filmlere de konu olmuş bir uygulamada da mevcuttu. Tef sesi duyduğu anda oyamaya başlayan Ayı’lar çingeneler tarafından sokakta para için kullanılmaktaydı. Altında ateş yanan bir sac üzerine çıkartılan ayılar ayakları yandıkça dans ediyormuşçasına hareketler sergiliyorlardı bu sırada insanlar(?!) Tef çalarak ayıya eşlik ediyorlardı. Bu şekilde koşullandırılan ayılar daha sonra Tef sesi duyduklarında ayakları yanıyormuş gibi dans etmeye başlıyorlardı. Neyseki günümüzde bu gelenek sürdürülmüyor da insanlık olarak bir nebze daha az utanç duyuyoruz.
Benzeri bir koşullandırma Otomatik Portakal’da bulunuyor. İçişleri-işişleri bakanlığı denek suçlulara saldırı görüntüleri izletiyor ardından mide bulandıran bir ilaç enjekte ediyor. Bu sayede koşullandırılan bir saldırgan bir kişiye saldırmak istediğinde midesi bulanıyor saldıramaz hale geliyor. Bu şekilde topluma geri salınıyorlar.
Güzel noktalara parmak basan Anthony Burgess’ün bu kitabını okumanızı tavsiye ederim.