Çek asıllı yazar Franz Kafka'nın "bana göre" aşırı abartılan bir kitabı. Ya da aşırı abartılan Kafka, bu kitap da arada kaynamış gibi.
Aslında abartıdan kastım kitabın "edebi eser" olarak nitelendirilmesi, ama düşününce kısmen de haklılar gibi.
Evet bu saçma girişten sonra kendi düşüncelerimi sıralayayım;
Kitabı Ek'i hariç (Milena'nın Max Brod'a yazdığı mektuplar hariç) 3 ana bölümde incelemek mümkün.
1'nci Bölüm: Milena'yla Gmünd Buluşmasına (? Birkaç saatlik olan) kadar olan mektuplar.
Bu bölümde yer alan mektupların şahsen edebi bir nitelik taşıdığını düşünmüyorum. Sıradan aşk mektupları bana göre.
2'nci Bölüm: Gmünd buluşmasından sonra 1920 yılında yazdığı mektuplar.
Bu bölümdeki mektuplar ise Kafka'nın sanki "Dönüşüm" öyküsündeki karaktermiş gibi algılanmasına sebep oluyor. O saatlik buluşmada neler olduysa, aralarında neler geçtiyse (aslında Milena'nın hasta kocasını Kafka için bırakamaması şeklinde algıladım ben) Kafka'nın psikolojisini alt üst etmiş.
3'ncü Bölüm: 1922 yılından itibaren başlayan uzun aralıklı mektuplar.
İşte bu bölümde (bana göre) gerçekten edebi değeri yüksek mektuplar var. Duygular birikmiş, ayrılık kabullenilmiş ve gerçek bir aşkı anlatan mektuplar.
Okumaya başladığımda "Milena'nın cevap mektupları olmadığı için" ilk başlarda sıkılsam da 3'ncü bölüm için okumaya değer bir kitap.
0 Yorumlar