Sürekli unuturum Sergüzeşt ne demek diye, çünkü Eski Türkçe (Ya da Arap ve Fars kökenli sözcüklerin çoğunlukta olduğu Osmanlı Türkçesi) kökenli olduğu için. Bu yazıyı yazmadan önce Türk Dil Kurumu'nun sozluk.gov.tr adresinden baktım ancak sözcük anlamı olarak Farsça kökenli Ser + guzeşt anlam olarak da "macera" diyordu. Bildiğim kadarıyla "Ser" Baş demekti, bununla birlikte "güzeşt" ne diye baktığımda yine Farsça "geçmiş" anlamına geldiğini gördüm. Demek ki Sergüzeşt aslında "Başımdan Geçenler" demekmiş. Ancak "macera" da geçerli bir sözcük olur bu durumda...

Her neyse, Samipaşazade Sezai'nin Türk Edebiyatı'ndaki "İlk Realist Roman" olarak anılan bu kitabı gerçekten güzel, şiddetle tavsiye edebileceğim bir güzellikte. 

Kafkasya'dan anasının kucağından zorla koparılıp köle olarak satılmış 9 yaşındaki bir kız çocuğunun (sonradan verilmiş bir adı var ancak gerçek adını bilmediğimiz için bilerek yazmıyorum) ve daha sonraları 15 yaşındayken aşk yaşadığı 21 yaşındaki Celal Bey'in imkansız aşkını anlatan, dönemi ve döneminin insanlarının kafa yapısını çok iyi bir şekilde tasvir eden güzel bir roman.