Çocukluk yıllarımdan hayal meyal hatırlıyorum Uğur Mumcu'yla ilgili haberleri. Haince katledilişinin ölüm yıldönümünde Star Haber'de anılırken Milliyetçi ev halkım tarafımdan sevgi ve saygıyla anılır, adına övgüler dizilirdi.

Geçenlerde memlekete gittiğimde lise yıllarımda uğradığım sahafa gittim yine. O zamanlar plak çalan sahaf amca epey yaşlanmış plak çalmıyordu artık. Nemden koku yapmış kağıt kokusu biraz baş ağrısı yapsa da tüm rafları gezip kendime Uğur Mumcu'nun Sakıncalı Piyade kitabını seçtim. 1977 yılında 3 ayda 8'inci baskıyı yapmış bu kitap... 

Uğur Mumcu askerlik anılarını (aslında yargılanmasını, ceza almamasına ve aklanmasına rağmen askerliğini er olarak yapmasını) "trajikomik" bir biçimde anlatmış. Demirel'i deviren 71 cuntasının aptallıklarını anlatmış; En sonunda da "başına gelen olayların münferit olduğunu bu ordunun hepimizin olduğunu belirterek" gerçek bir vatansever gibi TSK'nın hakkını vermiş. 

Türkiye'de 45 yılda birçok şeyin değişmediğini; iktidarın değişse bile iktidardakilerin ne saçmalıklar yapabildiğini günümüzde hala sürdürmemiz bizlere ders olmamış... 

Her zaman söylediğim bir şey vardır; bir devleti güçlü yapan o devletin kurumlarıdır. Kurumların başında kim olduğuna göre değil; Kurumların zaman içerisinde çağa ayak uydurarak kanunlar çerçevesinde geliştirdiği kurallar bütünü ve bu kuralları uygulamasına göre işlemesi gerektiğini savunurum. 

Anayasaya aykırı hareket etmeyin diye yürüyüş düzenleyenleri Anayasaya aykırı davranmaktan yargılamak ancak "ahmak"lara has bir davranıştır ve maalesef bu durum günümüzde de sürmektedir... 

2023 hedeflerimden biri de Uğur Mumcu'nun tüm kitaplarını toplayıp okumak olacak.