Günümüzde İslam öncesi Türk tarihi diyince akla gelen ilk isim Prof.Dr. Ahmet Taşağıl hocamızdır. Kendisi söz konusu dönemin en çok anlatıldığı Çin kaynaklarının yazıldığı "Eski Çince" dilini bilen ve okuyabilen ender bilim insanlarımızdandır. Kaynak olarak sadece Çin değil, yeri geldiğinde Bizans, yeri geldiğinde İran kaynaklarına da başvurur.

Bozkırın Kağanlıkları kitabında 4 Türk Kağanlığını anlatmıştır. Bunlar tarihe çıkış sırasıyla; Hunlar, Tabgaçlar, Göktürkler ve Uygurlardır.

Hunlar
Hunlar'ın Türk olup olmadığı tartışılması; Türklerin atası olduğu gerçeğini değiştirmeyecektir. Hatta içlerinde Proto-Moğol (Ön- Moğol) kabileleri barındırması sayesinde Hunları Moğol'ların atası da sayabiliriz (bence).
Kitapta Moğollar ile ilgili çok fazla girdi bulunmuyor.

Tabgaçlar
Orhun Yazıtlarını okurken ilk defa rastladığım Tabgaç ismini yazıtta kullanım şekliyle "Çin" olarak, Tabgaçları da Çinli sanıyordum. Çünkü Tonyukuk Tabgaç ülkesinde doğduğunu söylüyordu ve Muharrem Ergin hocamızın kitabında bu durum Çin'de doğduğu şeklinde nakledilmişti. İşin esası ise farklıymış. Tabgaçlar esasında Türk asıllı bir topluluk, Çin'in tamamını kontrol altına alan bir Türk Boyu. Daha sonra Çinlileşmişlerdir. Tabgaçlar sayesinde Çin devletinin adı Tabgaç olarak kalmış, bu yüzden Orhun Yazıtlarında Tabgaç Çin anlamında kullanılmış.

Göktürkler
Göktürkler ile ilgili aslında yazacak o kadar çok şey var ki, kısa bir bölüm yazacağım. Tarihte ilk kez Türk adını kullanmaları bugün bizlere kimliğimizi kazandırmaları, Hun'lardan miras aldıkları özelliklerle model bir devlet kurmaları, Tüm Türk devletlerinde olduğu gibi Kadın'a değer vermeleri, emirlerinde yaşayan herkese eşit davranmaları, halkının mülk edinebilmesi, kız çocuklarının miras hakkının evlendiği aileye gönderilmesi, tebasında bulunan halkı (2. Göktürk döneminde Çin'deki esir Soğdların kurtarılması gibi) koruyup kollamaları, gibi birçok şey Göktürkleri sevmek için yeter de artar bile. Daha fazlası için kitabı okuyun. (Hele ki meclis sistemi, Kağan'ın tek başına karar verme yetkisi bulunmaması, diktatörlük olmaması falan günümüzde ütopya kalıyor...)

Uygurlar
Uygurlar tarih sahnesine ilk olarak küçük bir kabile/boy olarak çıksalar da Göktürkler'i tarih sahnesinden silmeleri takdire şayandır. Ancak bir süre sonra Göktürk'lerde Bilge Kağan'ın din değiştirme önerisi Toy tarafından reddedilip uygulanmamasına rağmen Uygurlar çeşitli sebeplerle Maniheizm'e geçince Bozkır-Savaşçı kültüründen uzaklaşıp şehirlileşmeye ve savaşçı kimliğini kaybetmeye başlamışlar. Sonunda bölünüp parçalansalar ve zamanla farklı kağanlıkların emrine girseler de günümüze kadar gelmeyi başarmışlardır.

M.Ö. 200'lü yıllardan başlayıp MS 900'lü yıllara kadar süren bu 4 kağanlık dönemi güzel bir biçimde özetleyen bu kitabı mutlaka her Türk okumalı diye düşünüyorum.