Hayatıma Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları’nın “Modern Klasikler Dizisi” ile giren bir yazardır Stefan Zweig. (Evet bu aralar çok popüler kendisi, özellikle Satranç kitabını etrafta çokça görebilirsiniz. Hazır parantez açmışken biraz popülerlik adına kahveyle fotoğrafı bolca çekilen iki kitabı söyleyeyim: Sabahattin Ali’nin Kürk Mantolu Madonna kitabı bir, Satranç iki.)
Aslen Avusturyalı Yahudi asıllı bir yazar olan Stefan Zweig’in hayatı Hitler’in Almanya’da iktidara gelmesi ve sırayla Avrupa ülkelerini ilhak etmesiyle zorlaşmıştır. 1942 yılında ise sığındığı Brezilya’da “Hitler’in durdurulabileceği inancını kaybetmesi sebebiyle” intihar etmiştir. Keşke 3 yıl daha sabredebilse Hitler’in kendini öldürdüğünü görebilse tekrar hayat dolabilirdi. Gerçi bu durumda tekrar aynı kalitede yeni eserler üretilebilir miydi? Bilemem...
Kızıl kitabında Viyana’ya tıp eğitimi için gelen bir çocuğun zamanla olgunlaşmasını amansız bir hastalık olan Kızıl’a yakalanan bir çocuğa yardım etmesiyle değişen hayatı anlatılmakta. Kitabı okurken kendinizi bir anda Viyana’nın ortasında birçok psikolojik problemle uğraşırken bulabilirsiniz. Kitabı tek solukta okuyup da etkisinden kurtulmak inanın her Zweig kitabı gibi birkaç gün sürecektir.
Okuyucuya öykünün kahramanının psikolojisini tam anlamıyla yansıtan bu kitabı okumanızı tavsiye ederim.